Her kim şimdide , şimdiyle kalmak istiyorsa,lütfen onun ince gergin cilasını çatlatmasın. Aksi halde , deneyimsiz mucize yaratıcısı,artık suyun üstünde yürümeyip, boş boş bakan balıklar arasında dimdik dibi boylarken bulur kendini.
Vladımır Nabokov
Burger King’de müşteriden artan patatesleri alan Suriye'li bir çocuğun şube müdürünün saldırısına uğrayarak kanlar içinde kaldığı kareler sosyal medyaya bomba gibi düşerken , Burger King şiddet uygulayan müdürün işine son verdiğine yönelik açıklama yaptı ...
Bunun üzerine vicdanım tek ve beynim ikiye bölünmüş halde kenardan paylaşımları izledim.
Paylaşımlar ; bir çocuğun aç olduğu, bir Suriye'li çocuğun aç olduğu, bir çocuğun dayak yediği, bir Suriye'li çocuğun dayak yediği, Suriye'li aç bir çocuğun müşteriden kalan patatesleri yemek istemesiyle birlikte dayak yediği, çocuğu döven büyük bir şirket olan Burger King'in özür dilemesi gerektiği, çocuğu döven Burger King'i Boykot çağrısı olmak üzere farklı noktalara değinen tepkiler ve çağrılar yönündeydi .
Sol tarafıma giren acıyla birlikte tek düşündüğüm bir çocuğun aç olması idi, aslında aç olması da değildi. Nasıl ki yıllar önce baklava yemek isteyen bir çocuğun elinde kalan dilimin alınması ve hapise girmesinin ardından bakakaldıysam bugün yine aynı şekilde bakakaldım.
Vicdanım tek demiştim . Evet vicdanım bir insanın hele ki bu insanın ''yavru'' olmasında ki , incelikle birlikte kırılıyor. Ve beynim ikiye bölündü demiştim. Beynimin bir tarafı evet bu çocuktan özür dilenmesi ve bire bir kurum olan Burger King'in muhatap alınarak hukuki işlem başlatılması yönünde . Tabii hukuki boyuta indirgediğimde kendime sormuyor değilim ''Kimin hukuku ? ''. Daha sonra diyorum ki ; özür dilenince her şey yoluna mı girmiş oluyor. Mesela şimdi özür dilense, o çocuk dayağı yememiş mi olacak? Veyahut özür dilense çocuğun karnı tok,sırtı pek, sıcacık yatağında çizgi film mi izliyor olacak?
Sonra beynimin diğer yarısı bu olay sonunda işten atıldığını söylenen müdürle karşılaşıyor. İşten atılınca olayın kapanmasını bekleyen ve o muhteşem prestijlerini bozmak istemeyen kurum , bu haberi yandaş medya kanalıyla haykırıyor. Hadi size şak şakk , tebrik ederiz. Bir de çocuktan özür dileyip eline iki '' big king'' menü verin tam olsun !
Neyse , kafamın diğer yarısı müdürde. İşten atılmış olması , diğer çalışanların bunu yapmayacağı anlamına geliyorsa affınıza sığınarak bu sözleri unutunuz.
Fakat ben onların işten atmalarına , kişi fişlemelerine ve gerekeni yaptık demelerine inanmıyorum. Bu devlet nasıl ki esnafa gerekirse polis görevi verip, ülkenin kollluk gücü ilan ederek öldürdüğü insanlar için madalya takıyorsa, bugün bir başka kişinin çocuğu dövmesine davetiye çıkarttığını hatırlatırım.
Bugün bireyi devletleştiren,polisleştiren,muhpirleştiren ve kana susamış hale getiren , sistemin bire bir kendisi olduğu kanısındayım. Ve sadece bugün burada var olanı çözmek için çaba sarf etmeyi boşluğa taş atmaktan başka bir şeye benzetemiyorum. Boşluğa taş atarsan ,mesela mevlanın yağdırdığı bir doğa olayı sanrısı yaratılabilir. Ama taşı bir duvara atarsan , o duvar yavaş yavaş gevşemeye,sonra çatlamaya,daha sonra ufak ufak kırılmaya ve en sonunda çökmeye mahkumdur. Bu düşüncelerle birlikte buradan Burger King Özür Dile kampanyasına katılmadığımı tüm dünyaya duyurarak , tüm büyük şirketlere boykot çağrıma ,tüm sisteme karşı diren çağrıma ortak olmanızı temenni ederim.
Sema Yayla
Yorumlar
Yorum Gönder