Ana içeriğe atla

Aydınlatma Gazı

                                                 Aydınlatma Gazı 

     Bu bir başlık mı yani !
     Düşün bulursun...
   Sonunda yere dökülür istek,ama doğası gereği, giderek artan bir hızla,yansısal olarak yukarı doğru zıplar.Her pul bir hamle eleğin deliklerinden geçmeye çalışır.Ve geçer geçmez de pompanın emişine kapılır.İki buçuk metre genişliğinde; istediğin destanı ,peri masalı , mekanik bir bale...
Burada ateş etmek yasaktır ekşi sos en yüksek derecesine kendiliğinden ulaşır.Menekşenin kara tereyağlı bir gözü vardır, bir sarı kızartma martı cesedinin çevresinde yeşil balıklar onunla ağlar hıçkıra hıçkıra.
Sağa ve sola.Sola ve sağa.Bir iki,bir iki,bir iki , bir ses gözde eşelenmekte.
Çevrik sözcükler,sözcük oyunları ve eğretilemeler ezoterik yazılar içinde sık görülürler.Her zaman , simyasal sanat müritleri sözcük veya harf oyunları aracılığıyla eğitimlerinin anlamını kendilerinden olmayanlardan gizlemek için simgesel ve allegorik bir dil kullanmışlardır.Bir nevi sözcük büyücüleri... Spartakistler ise yerle bir olmuş, açlıktan kırılan bir kentin sokaklarında orduyla çarpışırken, birileri devrimin nasıl olması gerektiğini göstermiştir.Devrim toplumsal altüst oluşun siyasal aldatmacaya kapılmasını ve kentsoylu dar kafalılığının sürmesini engelleyecek biçimde,gerek estetik,gerek düşünsel kavramları değiştirmelidir. Hatta önce dans etmelilerdir.
Biz çürümenin güzelliğiyiz. Çürüyen bir bitkinin yarattığı antibiyotik hayatları yaşıyoruz ve insansızlaşma hastalığına yakalananlara bir damla antibiyotik veriyoruz. Doz aşımı kontrollerimiz yok, dilerseniz antibiyotik ile kendinizi zehirleme özgürlüğünüz bizden.
Ve erir yanan mumunda ana sinirim .Uzaklara bak , arkaya bakma. 


                                                                                                                    Sema Yayla
                                         

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PANAYIR SAATİ

                                                                                                                                 Panayır Saati      Gök maviye yakın , kızıldan bozma bir yavruağzı ile aydınlatıyor içimizi. İçimiz ölümler dehlizinden geçerken mücadele dolu bir acıyla yüklü. Bilinmeyenin kıyısında incelikle taşıdığımız kalbimiz orta yerinden çatlamakta. Çatlaktan sızan ''hü'' sesleri hücum ediyor sabaha. Gök asıldığı yerden kaçmaya hazırlanıyor.  Tersleşmiş başparmaklarıyla kendini Tanrı ilan eden Simülakrlar'ın  cehennemine meydan okuyor Uranos. Dur ihtarına uymuyor Uranos.  Tersleşmiş başparmaklarıyla kavradıkları silahlardan nizami bir ses yankılanıyor. Takıdı tak tak tak, takıdı tak tak , ta tak, taak tak !  Uranos rüzgarı alıyor göğsüne , dağlar boyunca koynunda saklıyor nizami seslerin içine sinmiş ''hü''leri .   Bir yankının içine siniyor tak taklar , rüzgarı hapsediyorlar dağların eteklerine. Dağlar dorukların

NEYİN PARÇASI OLDUĞUMUZU BİLİYORUZ BİLDİRİSİ

         Bizim için; bol direnişli,bol koşmalı,bol gözaltılı,bol hapishaneli,bol ölümlü,bol talcidli,bol limonlu,bol ağlamalı,bol gülmeli,bol sevdalı,bol ayrılıklı,bol dizeli,bol pankartlı,bol sloganlı,bol dayanışmalı ,bol sapanlı,bol mahkemeli yıllar oldu. Onlar için; bol kutulu,bol kanlı , bol çalmalı, bol yalanlı,bol kesmeli,bol camili,bol saraylı  yıllar oldu.  Bizim için; bol umutlu,bol baretli, bol kömürlü, bol ağrılı,bol anneli,bol çocuklu,bol ağaçlı,bol zeytinli ,bol baskınlı,bol boyalı yıllar oldu Onlar için; bol kutulu,bol kanlı , bol çalmalı, bol yalanlı,bol kesmeli,bol camili,bol saraylı  yıllar oldu. Bizim için; bol alkollü,bol halaylı,bol horonlu, bol çadırlı,bol barikatlı ,bol tazyikli,bol kardeşli, bol aşklı,bol sarılmalı,bol yaralanmalı,bol sınavlı,bol bildirili,bol manşetli ,bol madenli, bol kırmızı kartlı yıllar oldu Onlar için; bol kutulu,bol kanlı , bol çalmalı, bol yalanlı,bol kesmeli,bol camili,bol saraylı  yıllar oldu. Bizim için; bol kedili, bol

SİSTEM MELANKOLİKLERİ

                                        ''Gökkuşağı gibi duygulu şiir, ancak karanlık bir temelden çıkarılır, bu yüzdendir ki, dehasına şairin, melankolik ögeler katılır . '' Gothe     Bugünlerde bir melankoli dalgası alıp vuruyor bizi bilmediğimiz kıyılara, örneğin bir halk düşse yere üşeniyor almaya melankolikliğinden. Yada bir kedi ölüyor olsa  karşısında , görmezden geliyor melankoli kafalarında.... Ihlamur ve Ben      Bu melankoli günlerinde  onu tanımaya ihtiyacımız olduğundandır bu yazım.  Tarihte Melankoli      Homeros destanında  ilk melankolik kişiyi görüyoruz. Bu kişi Camus'a göre tanrılar tarafından lanetlenen ve cezalandırılan ilk insan  Sisyphos'un torunu , Bellerophontes 'tir. Ayrıca , Troya savaşlarının ünlü komutanlarından Aias, sonu intiharla biten melankolik kişiliğin ilk örneklerindendir.  Melankoli üzerine ilk kapsamlı çalışma günümüzden iki bin dört yüz yıl kadar önce, Antikçağ,Kos Adası Tıp Okulu'nd